zikzak çize çize nereye.

sen,

gideceği yönü kestiremeyen, yatırımcıların duygularıyla ve psikolojileriyle oynayan, bir amerika'ya bel bağlayıp bir yurtiçi gündeme sırtını dayayan piyasa mısın nesin,

Amına Qoyim.

unumu eledim önümü eleyemedim.

sen,

ikinci ve üçüncü sınıf avrupa takımlarıyla yine ikinci ve üçüncü sınıf avrupa takımlarının kura yöntemiyle eşleştirip bizleri kumartif bahis oynamaya iten ve sonunda para kaybetmemize sebep olan uefa, fifa ve concacaf,

Amına Qoyim.

toptan isyan.

sen,

içinden geçenleri çeşitli sebeplere dayandırarak dile getiremeyip "benim de söyleyeceklerim var" adı altında vitrine çıkan arkadaş,

Amına Qoyim.

atlet de giymem ki.

sen,

içime fanila giymememe rağmen nerelerde üretilip de göbek deliğime kondurulduğunu merak ettiğim pamukçuk kardeş,

Amına Qoyim.

sağdan soldan estarabim.

sen,

hayatımın her alanına soru işareti sokuşturan zorunlu görev,

Amına Qoyim.

düz satıhtı halbüse.

sen,

yürüyen merdivende salına salına aşağı inerken pantolonumun kemer geçirilen kulakçığını deforme eden varlığı sorgulanası trabzan çıkıntısı,

Amına Qoyim.

mesnetsiz iddaalar.

sen,

ingiltere'nin cezayir'i rahat yeneceğini düşünüp milyar basmayı düşünen, düşünmekle kalmayıp eyleme geçiren ama kart sorunu nedeniyle parası cebinde kalan ama yine de maçı seyrederken kalp krizine yol açan içsesim,

Amına Qoyim.

vicdansız güveç.

sen,

640 santigrad derecede ısınarak, asli amacın olan insanları doyurmayı bırakıp daha ilk lokmamda damağımın ağzına sıçarak su toplamasına yol açan ve bana kürdanla o toplak suyu acılarla deldiren güveç,

Amına Qoyim.

yumaklaşma yapma yeter.

sen,

ara sıra keyfin istediği zaman sağ ve sol omuzlarımda çıkarak çirkin görüntülere sebebiyet veren kıl parçası,

Amına Qoyim.

neyin peşindeydin?

sen,

zamanında içini aminakoyim.blogspot.com'da dökmek isteyip domain alan ama siteyi piç gibi bozkırlarda bırakıp beni aminaqoyim.blogspot.com'a muhtaç eden sümsük herif,

Amına Koyim.

militari vaziyetlerde tecrübesizim.

sen,

tecilini bozdurmak için gittiği askerlik şubesinde tecilinin zaten o gün bozulduğunu öğrenen ve boşu boşuna gününü saçmatorik semtlerde tıklımtepiş minibüslerde piç eden ben,

Amına Qoyim.

dostum siparişim çok minikti.

sen,

siparişim sadece bir kase zeytinli çoban salata olmasına rağmen ve üstüne üstlük notta da maydonozsuz olması gerektiğini yazmama rağmen yine içine o yeşil garabetleri boca eden ey gafil uzunköprü köftecisi çalışanı,

Amına Qoyim.

çocuklar meyvesiz büyüyor.

sen,

evimizin dibindeki gıda sektörüne ait en büyük perakendeciyi kaldıran ve yerisine yenisini koymadığı için bize anasının örekesindeki marketten karpuz, kavun ve balkabağı gibi vitamin depolarını ne taşıycam amına koyim ta çarşıdan eve mantığıyla almamıza bir şekilde engel olan belediye,

Amına Qoyim.

iki koltuğun arasına otur emi.

sen,

mizah dergilerinde iki sayfanın tam ortasına gelip de katlanmış dergiyi bize tekrar açtırtan ve vapurda uçuşmasına sebebiyet veren karikatür,

Amına Qoyim.

hiç taşımazdım ki ben.

sen,

bok varmış gibi haziranda günlerce yağan, bana hayatımda ilk kez şemsiye taşıttıran ve üstüne üstlük o gün de aksi gibi yağmayan yağmur,

Amina Qoyim.

amacım bir bardak çaydı.

sen,

bana 5 defa çay alabilir miyim dedirten ve bu uğurda 15 dakika bekleten garson,

Amına Qoyim.